Tıbbi ozon, saf oksijen jeneratör yardımı ile yüksek elektrik voltajıyla etkileştirilerek elde edilir. Elde edilen gaz bileşiğinin %5 kadarını ozon, geri ka- lanını oksijen oluşturur. Su, bitkisel yağ ve plazma, serum fizyolojik (SF) ve oksijen içinde çözünebilir. Ozon, üç atomlu ve oksijene göre daha kararsız bir moleküldür. Bu nedenle, biyolojik cevap oluşturmada oksijene göre daha etkilidir. Güçlü oksidan özelliği ile, okside olabilen tüm organizmalarda;
Sağlıklı insan hücreleri oksijeni sever. Bakteri, virüs, mantar ve parazitlerin neden olduğu hastalıklar, AIDS, kanser vironları, arthritis mikropları aktif oksijen bulunan ortamda canlı kalamaz.
Ozon, bakteri, mantar ve virüsler üzerindeki etkisi ve kanama kontrolünde sağladığı yarar nedeniyle tıp alanında uzun süredir kullanılmaktadır. Antimikrobiyal olarak bakteri, mantar ve virüslere karşı etkilidir. Bu etki mikrobiyal hücrelere karşı selektif olup, insandaki hücrelere zarar vermemektedir. Antibiyotiklere dirençli bakteri türlerini öldürebilmektedir.
Ozon hücresel ve humoral bağışıklık sistemi üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Savunma hücrelerinin proliferasyonuna, immünglobulin sentezine ve ayrıca makrofajların fagositoz fonksiyonuna katkı sağlamaktadır. Prostoglandin, lökotrien ve interlökinlerin sentezini arttırarak enflamasyonu azaltıp yara iyileşmesini hızlandırmaktadır. Bunun sonucunda sitokinler üretilerek diğer immün sistem hücreleri aktif hale gelmektedir. Buna bağlı olarak immün sistem yetmezliği olan hastalarda ozon tedavisinin uygulanabileceği öne sürülmektedir.